Üç Hikaye 3 Ders 1 Söz
1.Hikâye
Kavak Ağacı ile Kabak
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
2.Hikâye
En iyi Buğday
Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı
çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta
yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden
böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve
tarladan tarlaya taşır.
Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin
de düşük olması demektir.
Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar
yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
2.Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak
devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
3.Hikâye
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde
kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin
üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir
hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri
çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir
ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi
hayatını tehlikeye atma. Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden
dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş
yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü.
Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı.
Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi..
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak,
dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum.. Geleceğini biliyordum..
3.Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.
1 SÖZ
Unutmayın hayat uzun bir öyküye benzer. Ancak öykünün uzun
olması değil, iyi olması önemlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder